Ben bir
aşk adamı yahutta bir yazar değilim,
Bende senin gibi kendimden,tamamen vazgeçtim,
Beni kendine kabul ettirdiğin gibiyim,
Senin dediğin gibi,yani artık ben,hiç bir şeyim.
Zeytin gözlerin kadar zifiri bir karanlığa sahibim,
Oysa zeytin gözlerinde,hayatım renklenirdi,
Sen benim hem ilkim,hemde sonumdun,
Çünkü gözlerimden kalbime düşen,ilk nurdun.
Göremediğim denizin sonu gibi olmanı istedim baş ucumda,
Sense hiç bir kulaç atmadan,kayboldun yanımdan,
Her bir elvedam,seni beklediğim son duraktan,
Arkana bakmadan git o yollarda,hemde hiç durmadan.
İnan ki ölümsüzleşiyorum,canımı yaktığın kadar,
Üzgünüm çünkü mahrumum,solukluğunun sıcaklığından,
Beni ya azad et,kendine kilitlediğin kapılardan,
Ya da istersen dokun düşür,çıkardığın tüm uçurumlardan.
Çok üzgünüm,seni çok üzdüm,
Sen bana ilkbaharken,bense sana hep güzdüm,
Bak bu gecede geçmişi önüme düzdüm,
Ama üzülme bak,bu gecede kötü adamın boynunu büktüm.
Ruhumu çıkar bedenden,ben yine sesimi çıkarmam,
Dokun hisset nasılda buz kesmiş ruhum,yanmaktan,
Kendimi tüketerek sana gülümsüyorum,her defasında,
Söndür yanan ruhumu,dudaklarındaki ıslaklıkla.
Güneş ayazı getiriyo bu gecede,daha doymadım sana,
Hiç doymadım zaten sensiz sabahlar doğmasın bana,
Yoksan,bir tebessüm daha eklemek istemiyorum hayatıma,
Sanmaki sahte gülüşlerim hep mutluluk adına.
Adıma herşeyi unut,sadece bizi hatırla,
Ve bir gün hatırladıkların,o gün getirsin seni bana,
Zor geliyor artık,geçinemiyorum yokluğunla,
Anla,bir ben olmam için,bir sen lazım bana.
Kupkuru boğazımdan çıkıyo sırılsıklam sözlerim,
Gözlerindeki o masumlukta yıkanmıştı bedenim,
Bir kezde olsa,gururunu konuştur demiştin,
Şimdi tamda vakti,sana birşeyler anlatmak için.