eski mesajlarını okudum,bu ister istemez dokundu
uykum oldun ezan az önce okundu, saçma bi konu buldum
tabuttayım bu kefen iki kişilik duvar tarafında ki takvim sen... niçin beni
kabul etmiyor için ne ayak kime bu trip ecel dahada uğramadın yanıma işi bitirip
artık yenmiyorum bırakta küfleneyim ciğerin köşeysiyken kim öğretti üflemeyi
onca olana bitene rağmen adı batsın yoksa yok ( tadında yok ) nasıl hakkında küfredeyim
gidiyosun akıntına kapıldım anlaşılan ateş kestik imzalar atıldı
bir son baharın yıl dönümü bu gündüzler kısaldı yıllar aktı gözlerimden an'ı iç sesim ıslattı
güne solundan uyandım göğsümün akşamları uyudum arada ki mesafe kadar bende yüksekliği korudum
yapraklarımı dökerken takvimlere yorulurum yeni baştanlara karşı bu bi başsağlığı buyurun
intikamlara yer verdim ihtişamı ecel den bu konular hassas acına katlanmak mı canıma kast eden?
yoo hayır kafamda her kadememken bir basamak daha çıkmak gönümü gösterir erken
duyman ayrı bişey dinlemen ap ayrı hüznü
şöhretin parmak uçlarımda kaleme kağıda özgü
eee tabiri caiz kim b
aşka şehirlerde sürgün
ne halim varsa sabahın ilk ışıklarıyla gördüm
gözlerinden içeri ilerleyememek bu süreç yüzüm zaman zarfı içine koyduğun silüetlerle güleç
sonu gelmiyorsa yazdıklarımın deli ilan ettiğin sebebi kaleme alan demeç
bu ibreti alem ve şuur'um illete yaver
gittikçe alçalıyosun gözlerimde yükselince şayet
ortada bi zanlı var birde cinayet
barış'a hasbelkader özlendiğinse rivayet
ölüp dirilmek nedir bilirmisin bu kargaşada
söylemem gereken doğrularımın hatrı yoktu ama
nasılmıyım dönüp bi arkana bak
beni kifayetsiz bıraktığın gibi yaşıyorum anlatamam...
istanbul sıcak saatler
terminalde neler kaldı fotoğraflar yanarken
adıma yokluğun koydu bu kalemi buruşturan dert
meslek edinmiş bataklık adıda orospu kalpler
zaten eşilmesi zor neyim mi var ? teftişe gerek yok
çok sular aktı köprünün altı gizlediğin o istediğini aldın İSTANBUL HİÇ BİŞEYİM YOK !
şöyle bakıyorumda ilaçlar mı yön verenim yemini tutar belki unutmak bi çare derim
ki bu hale gelen ben değilim sensin öv elemi şarkılar inancını yitirmiş kalbin
aşk'a olan tövbeleri
yorgunum anlamazsın yükümdendir kendin olmadığın zaman hakkında hep ürperdim
yağmayan bulutlar gibi gürlerdin şimdi maziye bakıyorumda ulan ne günlerdi
yolculuk umutlarıma en gebe seyirim keşke sen gibi unutup durumu dengeleseydim
keşif edemediğin yalan mı var ben eşmesem iyiydi bu duruma gelmezdik bir gün dönüp keşke deseydin
kimsenin namus bekçisi değilim lütfen ses kesin melodilerimin arasınına hükmünü resmet depresif
orospu demiyelimde iftihar etsin metresin gururu esnek bedeni meslek teknesi bu kesin . . .
güneşi öperken dudaklarıma bi korku sabahın ilk ışıkları sahilde
aşk kaçınıza doğdu
bahtıma siftah
aşkta öykü yoktur
aşkından hatıranı bul yaşanmamışlarımıza doldur
iç onu !!!
o öyle mutlu!!!
bu deli gömleği çıkardığımda kurtulurum umutlu
en beyaz yalanlarını bilinç altıma kurdum sen hariç herşey tamam'da ben uykularımı unuttum
halimden anlaşılır hayli çürüttün sım sıkı tutsamda ağzımdan ki rızlayı düşürdüm
yarın öbür gün bu kör'e hissi uyandır sen hangi damar yoluyla içimden çıkmayı düşündün
bir dünya söylenti var inanmadım olanları gördüm yükseklerden uçurdun inan bir kartala döndüm
zamandan çal başa döndür bilir mi hiç paşa gönlüm doğru sende çalıştın onunla arkalı önlü
bi sor ayyaş neden kadeh kaldırıp hor görülür
gösterdi bana hayat sen günümü
neden bu filmi geriye alıyorum sürekli çünkü
ayrılığına merasim bir sonbaharın yıl dönümü
sütten ağzı yanan yoğurdu üflemeyi biliyor artık bu yüzden kürsüdeyim
döndüğünde bulamayacaksın kalbim yeni bi sensizliği kaldıracak kadar güçlü değil..