Tekrar gel demem ne denli mühim
O 'senle mühim halim' şimdi vakt-i vahim
Vahim değil ama mühim bu halim
Öyle ki katlim vacip, Rabbe tayin.
100 yıl ne kelime 1000 yıla bıle razıyım
Çünkü ben yarenini beklemenin hazzıyım
Yüzünü anlatan 1000 kelimelik yazıyım
Lakin; acının çoğu, mananın azıyım.
Teninin kokusu toprak ıslanması emsal
Toprağın kokusunu teninin ıslanması say
Toprak korkusu tenimle bütün bi masal
Ölümden mi
aşktan mı korkmak asal
İlk kezdi ihanetin böylesi, öyleki 1000 yaşında
çınar ağacını hapsetti gölgesi
Öl dese ölürüm derdim, peki bundan mıydı
git demen. Öl demesen de gözde öylesin
Sevgin mutlak, uzaklığın kesin
Uzaklıklar boyu kadar yakılan öfkesin
Savaş alanı kalbim, sevgin arka safhada
Elde top ve tüfeklerde kininle öndesin
Sevenine kızıp, kiminle özdeştin kızım
Sinirden her günümde bi kayalıkta sızıp
Her sabah deniz kokusu, güneş yanıklarıyla
uyanıyorum ve ölüme koşuyorum inan azalmıyor hızım
Mürekkebim bi
aşk'tan bir keder
Bir
aşktan soldu beden, elalem neder?
Elalem bikeder elbet mürekkebim de biter
Zürriyetim bi dert, elalem bihaber
Kimse duymasın seni, tercüman edin beni
Acılarım da eski ama, bu tercihim yeni
Bir tercihim var kadere kedere boyun eğmemek
Dediğim kadar eğenim, yerim olduğundan deni
Rengini atar göklere gözlerin mavisi
Ben
aşka ruhu vermenin merhum ahisi
Sen genç bi kızın özeli, gerçeğe yalan
Açık yaramın kanı, tüm yalanın sahisi
Sen özlemin şiiri, usanmanın soğukluğu
Sen her suya dalışımda yanımda solukluğum
Sen hızını aldığında alın terimle koşarken
Oturup dinlendiğimde içtiğim soğuk suyum
Sen benim ilham perim, şairliğimin zirvesi
Sen içilen her sigaranın ciğerlere sinmesi
Sen garipsin biraz, gerektiğinde yoksun hiç
Tıpkı ekildiğinde ekin tüm yağmurun dinmesi
Sensizlik boşluk tıpkı bi bayramın ertesi
Bizsizliği hoş tut, ahirete ermesin
Sen son şans gibi, katilinle başbaşa
Silahında saklı duran sona kalan mermisin
Ben yarını meçhulum, bugünü muamma biri
Bugünü yaşarken olan, yarınından daha diri
Her geçen gün irtifa kaybedip duran
Yarınına kıyasla bugün daha bi iri
Ben yoluna gözcüyüm, kelamına sözcü
Ben kursakta sözcük, çıkmasına gözcü
Tutsakken yaşamışım, kaçarken ölmüşüm
Tutsakça seven seni, kaçarken görmüşüm
Sen hasretin hası, ben kasvete harım
Sen uzaklaştıkça daim ben adını anarım
Ben adına yandıkça, seni yar sandıkça
Canını verirsen gelirim desen dahil kanarım
Ben yaptıklarına kör, hala o eski aşığım
Yerin dibine aşina gökyüzüne sarmaşığım
Boşuna ter dökme sen, hak helalliğinde değilim
Kokunu son bi duymadan kalkmicak bu naaşım
Bardağın boş yanıyım, her daim göze batan
Bu denli göze battım ama neydi be hatam
Sevmekten yorulmadım seni, sade duruldum
Ama durulmadı bu içim, bi bundan yoruldum
Hesabını kim verecek saçılan şu düşlerin
Dengem dahil saçıldı ama düşmedim
Tüm çenemi sökmeye razıyım hemde tek gecede
Paran sende kalsın onu bana getir be diş perim.