yirmi farklı şiir yirmi farklı kadına olmaz
göz yaşımla besliyorsam hiç bir çiçek solmaz.
umutlarımın tükenmesini anlatamaz hiç bi lisan
toprak aydan ay güneşten güneş senden kopamaz
yüz hatlarımın tanrıçası dert yerine gem vur
bu gemi hala denizlerde istiyorsan gel bul.
anlatamam dediklerimin tek mecazı dert bu.
eğer bana hala kinin varsa utanmada gel vur !
onun kollarında hüküm gerdin
iplerin en sertini adem elmacığıma gerdin.
söyle neydi derdin kalkan trende kaldı aklım
beni güldürebilen bir sendin şimdi yüzüm dahada gergin
sevgi olmasaydı onca çiçek çöptü
sen yüklediğim omuzlarımsa ağrıktan çöktü
ben hala bahçelerin en narin begonyası
toprağımdan al neşeni mutluluğunu gördüm
kıskanırım tabi seni gülle papatyalardan
varsa doldurun lan
aşkla dolu bir bardağı(a)
koy önüme içerim.
aşk onurla bir anlam
içermez koyna
aşkla giren olmaz.
tek bi saç telinden toroslara yol yaparım
seni bir gün bir ömür sırtımda taşırım.
torosu aşarım.alnımda şeref yazıyla
ben senin görmediğinden daha fazla yaşarım.
karanlıkta kalan yüzünü aydınlığa taşı
manzaramda sen varsan ben istemem ki dağı taşı.
gözümün önündesin martılarla selam taşı
selam yaşım gözüm kaşım en dertli başım.
benim gözümde en güzelsin
aşk'a imreniyorsan
anca yüzüme bakarsın sen b
aşka birşey bilmiyorsan
sessizce yanımda oturup pandomim izliyorsan
yüzünü yüzüme dayayıp ağlamıyı seviyorsan.
hala umut var demektir beton aşınır sudan
yaşım gider kaşım uzar sakallarım kumdan
eline tane tane döküldükçe akdenize üfle
çünkü antalyamın limanlarına kalan yanım uğrar
hala ayaktayım ama akmasada damlar
sen iste ölüm olsun atlarım be damdan.
ellerimse camdan dahada kesin dokunamam
sen narinsin gelde beni arada bi yokla
bak kırılmışmıyım çünkü rutübetten çatlıyom
yerin dibine gömülmüş ayaklarımsa hamlıyo
delinin taş kuyunun en dibinde kalan seni
çıkarmak için en başından atlıyom.
derine vardım. sen hala yoksun.
gücüme hiçte kalmadı begonyolar kopsun.
istersen sen istesen ölüm koksun
fark etmez çünkü sen ölümle aynı boksun !