1. Verse (Emre Baransel)
Derdi ki dedem,
Laf ağızdan bir kere çıkar
Örs ve çekiç arasındaydım uzunca bir süre ah!
Surum yükseldi bugün gönençle
Yüreğim gibi müebbeten boş elime
Nazım Hikmet'in bir şiiriyim şimdi
Okur beni kendi sesinden dek ay tükenene
Sinime fısıldarım ağır ağır bu gece
Sabır ey sin bekleyeceksin uzun bir süre
Esmayı üstüme sıçrattım
Artık bela bana bağımlı ben de ona
Fark basmaz ki közün üstünde yürürüm çıplak ayakla
Fikrimde zikrimde Esma-i Hüsna
Giderken bilinmeze ulaşamadığı düşler cebinde
Ancak duam peşinde kardeşim de
Sayfama damlamadan sildiğim
Bir kaç damla yaş gibi geçer o 1,5 sene
Gölgesi yansımadan baş eğdi ben pişman
Ona bir borcum var o yüzden olamam düşman
Kaderi ellerimdeyken yazarım
Boğazıma düğümlenen her kelimenin ardından
Nakarat (Esin İris)
Sen, benim hergün tuttuğum dileklerimde
Pervaz ettim
Sen, benim akmayan kanım bileklerimde
Pervaz ettim
2. Verse (Emre Baransel)
Yasak gecelerin aksak sabahlarında
Pişmanlık ve alışkanlık kapışır hep aklımda
İki küçük yaramaz çocuk gibi
Bizim gibi
aşkım aynı bizim gibi
Platoniğim belki ama engelleyemez kimse düşlerimi
Onu ve ordaki seratonin kokulu evi
Fakat belirsiz bir surat en güzel anında
Bi köşeden gelir belirir oracıkta
Tekinsizim diye bağırır silüeti har
Kusursuz netlik yok ama gözünde Lucifer var
Bi aydınlanımlık ışık püskürttüm karanlığına
İhanete kaçtı tutuşan suratıyla
Daha çok karşılaşacaktık onunla
Sadakatle olan münasebetim bir küs bir barış ya
Buna çoktan alıştık zıt kutuplara karıştık
Ödülü hiç bilemedik ama hep yarıştık
3. Verse:
Pervaz ettim, name okumam ben
Vaaz verir kovaladıkça kaçan seneler
Az gelir ben ebelerim onlar döner
Gülerim sayfalarca her dönüşlerinde
Farklı kulvar kim kimi kovalar
Üniversite yıllarında ortada döner kovalar
Garip bir his bırakır üstünde
Çabalayıp kalkmazsan kim kaldırır ki düştüğünde
İki arada bi derede, kardeşlerim nerede?
3-4 gerçek dost haricinde
Bırakmam araya kıtalar girse de
Kutuplara gitsen elin bende, merak etme
Bana emanet ettiğin herşey demde
Sana verdiğim sözle birlikte
Ne parmaklıklar, ne kahpeler, ne mesafeler
Hiçbir şey tutamaz uçurtman gökte