Grey:
Komidinin üstündeki parada namusun...
İhanetin kadar acıtmadı kafamdaki silahın namlusu!
Kasap etse, yarrak derdindeydi lan kuzu,
Birşey derdimde neyse gitmeyi tercih ettim kan kusup!
Kalamadım susup ama yinede sevdim,
Bu yüzden o yoldaki gri halıyı cennete serdim.
Papatyaları boynu bükük bırakanda sendin.
Keşke yatağımıza girmesine izin vermeseydin!
Deneseydin
aşkı. Beni öldüren gözümdeki yaştı.
Kadınlığın toprak gibi ama kalbin kirli bir taştı...
Kolasına oynadı, kalene gol atmak istediği maçtın!
Kahpelikte çığır açtın sahi o sırada saat kaçtı?
Son kez verdiğim nefes uçtu gitti canımdan,
Seninkiyse zevkten buharlaşmış gördüm camında!
Sağırım fakat karyolanın gıcırtısı kulaklarımda...
Bura son durak kadın, haklılar
aşk dudaklarında.
Tutukladı Azrail, kelepçelendim,
Uzun saçlı bir meleğin vardı pençeleri!
Açtım pencereyi anılarıda alıp gir içeri.
Manzaramız cehennem hadi şerefsizliğine içelim.
Geçelim kendimizden ortada buluşalım...
Bende Allah'ta affetmez ihanetle vuruşanı!
Aferin, tam isabet kalbime aldın nişanı.
Sen siktir et
aşkı içimdeki pisliği vurdum dışarı!
Gel tut elimi,
Yokluğunda kaybolan ne kadar şey varsa al götür beni bırak.
Zeus Kabadayı:
Seninle kaybolamam...
Karanlığına yüztutamam!
Neden ölümle başbaşayız?
Seninle yanyanayız...
Seninle kavrulan ben,
Aşkın içindeyiz
aşk mı?
Kavrulan bir nehir...
Akmayan bir nehir düşün, hayatla dans eden.
Dinlemiyorum hiçbir kimseyi...
Bakmıyorum etrafıma, çünkü biliyorum;
Neden gelmedin neden duymadın hiç sesimi?
Ben seninle birim, birim!
Anlamsız hikayeler var, bıktım usandım.
Nedenini bilmeyen bir yoldayım, yürüyorum.
Aslında seni özleyip b
aşka kadına gidiyorum!
Nedenini bilmiyorum!
Yoruldum hatıralar gelip üstüme bu gece çöktü,
Yarına baktım, sen orada yoksun... Bıktım!
Sarıldım yastığıma, duvarlar üstüme geliyor.
Nedenini bilmiyorum, sensizliği bilmiyorum!
İçine at herşeyi, yollara...
Yollara bakma gel!