sanırım bugün yoksun veyahut yarın yok
yokluğunda bıraktığın kadarda yasım bol
çiçekde açmıyo kalbime gömülü mezarında
bilirmisin gel demenin beklemenin kahrızor
anladım bugün yoksunda yarın neden yok
bu kadar içten yazmam için inan sebep çok
istanbul sular altında sen bunu sele yor
beyazın siyaha tutkusu
aşk, ölüme yürüyor
gökyüzüne sor beni , bir güneşim olursa
hiç karanlıkta kalmam bir gün'eşim olursan
gel artık sevdiğim vakit çokgeç olurda
farkım olmaz sonunda sahra çölünde gezenden
nedersen de bana sonunda tatlıya bağlansın
yağmurun sen hezimeti kalbime saplansın
aklımın zindanlarından biteksen aklansın
allahım bu başımdaki dert ikiye katlansın
belki sana göre ben senin ruh eşin değilim
bigün sende anlarsın biz uyumsuz değiliz
dediğim gibi bunların hepsi önyargı değilmi
rüyalar alemi sonrası sor kendine değdimi?
zorlanmıyorum yazmakta fırtınalar koparken
boğaza karşı ilham alıp ben kendimi toplarken
eminim gamzeli gülüşün yanaklarını süslerde
bulursun bence mutluluğu , sanırım güllerde
nisan ayının ortalarında yağardın huzuruma
aklıma her geldiğinde elim elimle buluşurya
ondandır gülümsemem zordandır gülümsenen
geçti be gülüm senem rüyalardadır özlenen
söylesem ve dinlesen
aşk önünde közlenen
bir şarkıdan ibaret kalp eşliğinde söylenen
uzandığım sondal bir önyargıya mahkumken
kilit vurmak bu kalbe gereken bir eylem
sana söyleyemediğim bi okyanus var bu kalpte
gözlerimden oku onları , sende gör bu sayede
ve sana topladıklarımın hepsi birer şaheser
farkına var farkın yok aynı şey şah ve sen
hiçmi sevmedin demekte geliyor içimden
sensizliği meze yaptım alkolüm bi içimsen
sessizliğine bürünürüm çünkü doluyo içim sen
dudaklarıma damlıyor bir iki damla bibilsen
güney kutbunun yaz ayındayım şuanda
güneş ısıtmıyor sen yokken buralarda
yanımda kal , sen suyumsun ,
duru bi ağacın sana hasret olduğu kadar kuruyum
bu sabah odamın beyaz tavanında yaşadım seni
öyle bi renk aldıki yokluğun dünyada eşsiz
sen salkımından oluşan bi miktar şarabı içmişim
sersemliğim sözlerimden kendini iliştirir