Doluyor satırlarım, soldukça güllerim.
Tabiki hatırlarım, ama kayıp dünlerim.
Meçhul bir kıyıdaki kum tanesi kadar uzak.
Doldukça satırlarım, açıyor çiçeklerim.
Yeşertir umutları bir sonbahar yağmuru,
Düşen yaprak yerde kalır, yürürüm önümdeki yolu.
Herkese teşekkürler! beni ben etti bunlar elbet.
Şimdilerde biraz daha keskin hikmet!
Hiç kimsenin suçu yok hepsi benim yüzümden.
Yeri gelince bilmeli dönmeyi sözünden.
Tek korkumdu birşeyler kaybetmek özümden.
Sevdiğim mevsim yaz, söyle neden güzüm ben!
Suç atmak istemiyorum hiç kimseye gerçekten.
Fakat yeri gelince o kadar çirkinsiniz ki...
Doğru söylüyorum 9 köyden kovsunlar.
Düşsek arkamızdan gelecek 'oh olsun†lar...
Duysunlar, duymasınlar! umrumda mı!
Geçtim artık! geçtiklerim farkında mı!
Ya da kayıp mı acaba pabucumun damı?
Neyse ne ya... döndüm sırtımı!
Saygıdan yoksunlara, sevgiyi yok sayanlara,
Kalp kırarak yaşayanlara, yapmayıp yıkanlara,
Tokum artık yalanlara, gelmiyorum oyunlara,
Vuruyorum kendimi, kalemlere kağıtlara...
Yaz-oku-anlat yine bitmiyor! çiğ süt emmişlerin hikayesi.
Neyin kavgasındalar bilmem ama çoğu boş!
Herkes işine baksın! benden yana hava hoş!
Nasıl mutluysanız öyle geçsin bu hayat.
Kimsenin saadetinde inan zerre gözüm yok.
Çözüm tek! herkes önüne bakacak! b
aşka sözüm yok!
Günüm gün! yarını bilmem! ama bir çok dünüm yok!
Tek çözüm önümüze bakmak...
Eski yangınlar yolları aydınlatacak,
Fakat bu kez hiç kimseyi yakamayacak.
Meçhul bir kıyıdaki kum tanesi kadar uzak,
'yanıp kül olmuş bütün anılar,
Saygıdan yoksunlar, sevgiyi yok sayanlar.â€
Beni ben etti işte tüm bunlar.
Önümde kalemler, kÂğıtlar...