Mt - Tek Kalbimi Şahit Bıraktın
Ben sizin mahalleden seni deli gibi severek geçen çocuk
Hani kalbinde hep kırmızı karanfiller açan
Hani şiir yazacak cesareti gözlerinden çalan çocuk
Bütün şiirlerini semalarına yazan
Kucak kucak topladığım papatyaları gönlünün cennetlerine umarsızca salan
Hani geceleri baktığın yıldızları senin için şiirlerinde bal kalbin gibi parlatan çocuk
Ne dünya umrumda ne bir rüya
Simit satmaya razıyım penceren altında
Bana bir gülümse yeterki gönülde bir olsun hayaller
bu kalbimn ilk gözyaşlarıydı
aşkına
ve son yazan bir masaldan beri
Kaderi sen yazmış gibi hayatta şimdi kalbim
Alabora denizlerinde açıklarında batmak bilmeyen güneşlerinin gözlerinden öper
Dur bir kader
Bu
aşkın beni hergün derinlerine çeker
Tek dileğim benim ol yeter
Gül kokunla sev yeter
Dert biter o zaman
Şarkılarıma çiçekler diker küçük ellerle yazdığım dizeler
Sen ben ve seninle kuracağımız hayaller
Bir dinlesen bu şarkımı umut gözlerine açar çiçekler
Bir anlasan bu
aşkımı sen ve ben ve hep mutlu günler
Seni,sana hiç dokunmadan,sevebilen çocuk
Hani yolların üzerinde hep görmeden yanından geçtiğin
Seni sana şiirlerinde melekmişsin gibi anlatan çocuk
Tanısan dünyalar kadar seveceğin...
Cesaretim olmadı hiç konuşmaya
seninle bi türlü tanışmaya
Seni görünce titrerdi ellerim
Yüreğim düğümlenirdi yine
bu kalbimn ilk gözyaşlarıydı
aşkına
ve son yazan bir masaldan beri
Sen mahallenin Süleyman bakkalındaydın bu aşık çocuk ordaydı
İnanmazsın ama hep yanındaydı
Sen mahallenin Rıfat kasabındaydın
Bu
aşkına galip çocuk sıradaydı hep arkandaydı
Sen okul çıkışlarında minibüsleri bekleyedururken
Aşkınla yanan çocuk orada olduğunun farkındaydı
Ağlardı içim
Tutulan dilim için her gece prova yapardı aynalar karşısında
Şiirler yazar cesaretini toplardı güya
Allah'ım rüya mıydı gül yüzüne bakakaldığım anlarda
Belki o da bana bakar beni anlar da
Bir kelime yazar dudaklarıyla
Ah be kader ahh...
bu kalbimn ilk gözyaşlarıydı
aşkına
ve son yazan bir masaldan beri
Güneşleri 25 ...(mart olabilir) bak bir Nisan akşamıydı
Yine aynı saatte aynı yerde hep esen o aynı rüzgar
Aynı aşık çocuk uzaklardan gül yüzüne bakma çabasıyla önünü kesen insanlara kızar
Yanına gelmek için parça parça olmuş kalbini bir araya toplamaya çalışırken
Sen her akşam bindiğin hiçbiryer minibüsleri yerine metalik lacivert koltukları deri arabaya binerken
O değilde arabayı kullanan çocuğu yanağından öpüp ''Sevgilim'' derken
Bir buçuk sene geçti ''Ya kalbim daha çok erken konuşmak için'' derken
Bunu hiç mi hesaba katmamıştım?
Her acı unutulur bir gün
Ben seni içimde dünyanın sekizinci harikası yaptım
Sense hiç bilmeden bitirdiğin bu
aşkta
Tanrıyı ve kalbimi bu
aşka şahit bıraktın
bu kalbimn ilk gözyaşlarıydı
aşkına
ve son yazan bir masaldan beri