Af çıktı bu gece gaf dolu kaleme; taraf tutmak adına çabam sıfır
"Bîtarâf olan bertarâf olur" diye izbe bir hücrede sabahladım
"Suçu sâbit" dedi bana zâbitler; âkilâne bi' tespite uzaktılar
Kuru dudaklarımdaki çatlaklardan akan kana acıyıp bıraktılar
Saatli maarife yazılan isimleri kaale alıp beni dinlemediniz
Ya ben size b
aşka bi' dilde konuştum ya da siz anlamak istemediniz
Özet geçeyim; an geldi yolsuz, an geldi aç kaldım, ayaz yedim
Titrek bi' şırınganın namlusundan çıkıp, damarı vurdu beyaz zehir
Karanlık annem, gölgeler babam; kaçardım aydınlık köşelerden
Elimde bi' paslı jilet vardı, bir de silâh yapardım boş şişelerden
İçimdeki korku gözümdeki yaşla yıkandıkça gözümü kan bürürdü
Monşerler Bordoeaux şarapları tadarken ciğerimi dağlayıp kan tükürürdüm
Akşam pazarının artıkları, fırının "bayat" diyerek attıklarıydı nîmet
Polis coplarını yediğimiz akşamlarsa hezîmet
İnsan insanı bi' mal görürse sömürü düzeni gezegeni kaplar
Sen kadına fiyat biçip satarsan o da öz savunma hakkını kasığına saplar..!
Ölüm pusar yine, köşe başında durur
Her izmarit şakağıma kurşun
Demirin tuncuna, insanın nâmerdine kaldık
Bu dünyâ dursun..
Duydun mu sürat yapan bi' zengin bebesinin ezdiği şarapçıyı??
Peki duydun mu organları için içi deşilen o öksüz çocukları??
Hiç gördün mü görgüsüz bi' sonradan görmüşü yatarken mahpusta??
Fakire nezâret, zengine kefâlet; adâlet tartısı hîleli her hususta
Sus bakalım; sana dokunmayan yılanı bin yaşatmaya utanmadın
Ama sen ne bilirsin çöp kokan bi' mezbelelikte sabaha uyanmayı?!
Mayına basmış gibi aksardım, ayağımı ezen otomobille gitti şansım
Amorti vuran bi' bilet bulduğumda "tutmadı bu da" diye küfrü bastım!!
Bir kere sevdim maalesef, solcu bi' kız vardı bu mahâllede
Paraya değer vermez sanırdım; çünkü "düzen" denen her şeye muhâlefet
Tek bir an göz göze geldik; iğrenerek baktı ve yolunu değiştirdi
Öptü birini, bindiği cip uzaklaştı; şaştı bütün muhakemem
Kâh Tarlabaşı'nda bi' metruk binâda sokak köpeği gibi nöbetteyim
Kâh Ahırkapı sâhilindeki kayalara döktüm içimi, ama pes etmedim
Görmezden gelin ama unutmayın; dört duvar, bi' tavandı hayâlim
"Çektiğin cefâ kadar sür sefâ." desen bana şehrin gerçek sâhibiyim..
(NAKARAT)