Ölümlerden ölüm seç beğen!
Dünün kederse sevgilerden,
Düş kur kendine gülüşlerden,
Cigara markaj aklına hapis kederden…
Zaman dalıp geçer,
İnanç varıp deşer solgun renklerden
Hisset bedenimin soğuduğunu Razi,
Doğum ölüm, arası Mekan-ı Cehennem…
Raziel (Verse):
Parlayan gözlerimde dumandan ibaret bir cehennem kalktığım an yatırdı Tanrı
Yasak rüyalara doğdu ellerim… Ben Nerdeyim?
Hangi kelamda bendim? Hangi acıda kaç yaş tükettim?
-Ölüm mü son nokta varılsa?
Takatım kalmadı senaryo kanlı..
Söylenen sözler var ki daraltan aklı, kar yağışlarında saklı ram bakışlarım
Yarına gömülü hiss-i ziyanım, hiss-e hayatım, yok takatım..!
Yaşamaya yorgun bedende ateşim var ki;
Şarkılar çalarken tan vaktine ulaşan gözlerimde doğup ölen binlerce hayal…!
Bin ölü var içimde, sin var düşümün özünde,
Kin var silik kimliklerde,
Din var!! Ellerimle yazılan
Aşk var..!!
Acemi şair ben dudakta sarılan mavilik,
Burjuva yasaklar bana haremini,
Dünya meskeninde gönlü saf tek bekçi = Razi…
Nakarat (2x):
Raziel (Verse):
Hayatı yargıda bıraktım,
Çıkmaz yollara daldığım an kaldım yalnız !
Yürekte şadım yıldızlar gözümde kızılca mevsimleri öldürürken alaycı iklimindeyim yine!
Kanadına buhranım sürülmüş bir melekle dansım… zamana kaldım..
İçimde düşsel arbede, yaşanan gerçek duraklar alkali bir renkte
Haliç'in boynuna serilen en derin göz benim mi?
Sesinde yılların esintisi, kuzey rüzgarlarının ellerime aksi,
Yakamoz mevsimi, sancılarıyla büyüdüğüm bu mesken bütün bir Mavî,
Tablosunda flû bir halde bedenim yeniden bir umuda koşarken
Saflığı taşlayan onca yüz sürgün! sinede mahzen misali gömdüm ahali içimde!!
İsyan, Cehennem ağzı rutubetinde oturmuş hüznüme, yazdığım onca kanlı mısra!
Zamansa akıp giden, içimi sevkeden düşlere düştüğüm büyünden,
Saf dokunuşlar bahşeden ruhuma, en taze öpüşten,
İçimde rakseden Melekler çıktığı kapılar hep bu oda, dokunduğun dünya,
Turkuazlığımla döküldüğüm kutsal sevda!