Hidra:
Anlamlar hep yalın Hep aynı basma kalıp
Elindekine sarıl. Sorma! Kim seninle kalır?
Olmadan da yarın; Yarını görebilen bir hastayım.
Ya; ‘Sabır, sabır…' nereye kadar? Kimden alır gücü zavallı benliğin?
Suretinle hangi cadde tanır seni?
İzmaritler yarım. Dene ve yanıl
Bitti karın ağrıların… Sandığında daha acısı yerini alır.
Unut neydi adın. Unut, kimdi; sevdiğin ilk kadın?
Bitsin diye beklediğin çocukluğunu ara
'Tatmin olmamak” duygusu; içte oluşturdu, yara.
Tembel hayvanlara döndük, bunun sorumlusu para
Çünkü kurtarıyor seni. Biraz yorulduğun zaman.
Konuştuğum yalanların tövbesindeyim
Hiçliğin gölgesindeyim benmişim unuttuğum adam
Silik hafızalar; geçmişini bir hikaye yapar.
Onu anlatır durur kendine, somurttuğu kadar…
Hayalinin dibindeyken ayakların kayar
Ne şöhrettir artık istediğin, ne alımlı bir bayan
Gösterişli hayatlarla tutmuyor ki mayan
Bırak dayan… Belki karanlıktır ışıkları yayan…
Lambaları kapat! kesin kararlardan uzak dur!
Dönülmeyecek bir söz verme yoksa mesele uzar.
Sonra 10'ca seneni verdiğin bir amaç yüzüne kusar
Hayat hep arkandan konuşur ama gelir yüzüne susar.
Anlatamam derin tuhaf mevzular… Vukuat benim
Bu kuantum fiziği gibi, zaman içimde erir
Büker saatleri takvimleri gerçek olanı verir
'Gerçek acı” denir. Bu doğru Ey acı; Gel de kovala beni!
Kaçtığım ne var? Tevazu aldığım selam.
Zamansız aldanılmalarla doğar; yazdığım kelam.
Esası yok bu bilim-kurgu filmi sandığım bir şey
Hayatım yazdığım bi şarkı ölüme aldığım nişan!
Büyük kaygılarım var geçmişin aynalarından
İzledim bu ben miyim? diğerlerinin aynılarından?
Ey hayat… ayrılalım b
aşka yerde karşılaşırsak?
Bu defa yüzünü çevir Fatih Uslu saygılarımla…
Red:
Sana ne yaptığımdan bahsedeyim geçen zamanda
Zamanın geçmediğini anladım lan! Ölen, giden biziz
Ölümü unuttukça bu dünyada önemli derdimiz
Şansa giderken bi veda ettim 'döner” mi dersiniz
Soluk mavi noktanın küçük ve soğuk bir şehrinde
İçim ne yangınlar gördü… Bi yandım bi söndüm…
Bütün gücümü kaybettiğimi düşünsem de ayaktayım
Ne mutsuz göründüm moruk ne yolumdan döndüm…
Kulaklığıma sızan gece karanlık ve puslu
Beden kiralık bi kostüm zaman kısa dostum…
Konuştukça anladığını sandım ama sustum…
Sen olmadan özgür olmak müebbet mapusluk!
Birikmişti içim dışım siyah siyah kustum.
Yalan, dolan suratlara birer birer küstüm
Rüzgar olup kendi içime serin serin estim
Sayfalarca yazardım da bi cümleyle kestim
Önüme çıkan bütün yokuşlarda 'nasip” dedim, yürü!
Gönlüm ateşlerde. Git, dokunma. Asitlerin çürür.
Yüzeysel bi'ezber için fazla sevdim seni.
İyi ki hayatımda yoksun artık basitlerin gülü
Kafamdaki parıltılar söndü derinden
Bıktım insanların bütün kısır döngülerinden…
Gerçek algılarından sahte övgülerinden
Geriye umut kaldı ben çıkınca özgüvenimden
Yolum senin seçmen için fazla engebeli moruk
İşte tam bu yüzden bi zaman sendeledim.
Şimdi, gel gelelim. Ben zamanla dengeledim.
Benim yıllar önce başardığımı şimdi, sen denedin!
Sen caka sattın bense dişlerimi sıktım!
Yürüdüğüm bu yollardaki duvarları yıktım
Bi çok kişinin hayatında merkezden çıktım
Artık hiçbir sikime yaramayan herkesten bıktım!