Ey Gül, ey Gonca-i Nur, meftun yaprak, hâr sana.
Sensin gönüller Mâhı, bu yaz, bu bahar Sana!
Mucize saltanatın taşları ayna yapar,
Her ırmak ve her deniz, her leyl-ü nehar Sana!...
***
Senin Zâti Akdesin âlemlere rahmettir,
Cibrîl vefalı yoldaş, Yüce Allah Yâr Sana!...
Bu nice iştiyaktır, ey en güzel Sevgili?
Asırlardır koşuyor, genç ve ihtiyar Sana!...
***
Nazarın kalbe şifâ, sözün hikmet incisi,
Hangi dertli kavuşsa, olur bahtiyar sana!
Misk kervanı kapında karar kılmıştır Senin,
Nebîlerin diliyle, hep övgüler var Sana!...
***
Ay, güneş, zühre, ülker, nuruna pervanedir.
Âlemde olmak ister, âşıklar civar Sana!...
Senin yolun hep açık, gidişin Allah'adır,
Dağlar ateş kesilse olamaz duvar Sana!
***
Güzelliğin âlemde misli bulunmaz inci,
Ey Gül, hasret çekmede Cennet, o bulvar Sana!
Dedin ki: 'Şükreden kul olmak istemem mi ben?â€
Rabbin ihsan buyurdu: Hurma, üzüm, nar Sana!
***
Her mucizen parmakla gösterilmede Senin,
Çağlatmak öyle kolay, çöllerde pınar Sana!
Hicranın bir kütüğü dertle bîkarar etti,
Hep özlem duymadadır, selvi ve çınar Sana!
***
Cennetin çiçekleri Senin kokunu taşır,
Benzemeye çalışır, beyazlıkta kar Sana!
Güneş güzel yüzünden parlaklık aldı ey Gül,
Acep hayran olmadan, hangi göz bakar Sana?
***
Aşkının esiridir, ne çöl, ne de dağ tanır;
Bu sevdalı gönüller, su gibi akar Sana!
Varlık bahçesi Senin nurundan yaratıldı,
Hep medyun, hep minnettar, her can, her nigâr Sana!
***
Tebessümün ayların; zührenin sevincidir,
Nice hasret çekmede, bu bülbül-i zâr Sana!
Güllerin efendisi olmak kolay değildir,
Gıpta etmede ey Gül, binlerce gül-zâr Sana!
***
Yusuf, Senin dalında çiy tanesidir sanki,
Dîvâne kesilir göz etse, bir nazar Sana!
Fazlının eteğine akıllar erişemez,
Eli kalem tutanlar övgüler yazar Sana!
***
Hâk-i pâyine sürsem bir kerecik yüzümü,
Bende olan sermaye; hasret, intizâr Sana!