Gözlerimde hüzün ve ellerimde nasırlar
Seni yazmak senden güzel bekliyorum nasılsa
Ne zaman uyku gözlerimden aşağı doğru asılsa
Uykum gecemi terkeder sensizliğe sarılsam.
Seni seviyorum ama, dualarımdan ötürü
Çünkü beni sana anca dualarım götürür
Nasip bizim yolumuz kader ise yönümüz
Dünyalık her
aşk birgün yaşayacaktır ölümü.
Seni görebilmek için ufkun duvarlarına çıktım
Adın yazılı duvarları yalnızlığım yıktı
Kalbim sessizliğinin altında can vermekten bıktı
İyi değilim yalnızlığın canıma vardı kastı
Gecelerce özlem, geleceksin söz ver!
İstanbulu'u fethedeceğim bir avuç dolusu sözle
İliklerime düğümlenmiş yalnızlığımı çöz gel
Canımı kurtar yaktığın şu hararetli közen.
Bana hayatın öğrettiği gözlerimde yaştı
Bir iki saat uyumak için derdimi tavana astım
Var olmayışın şikayetim kim davada haklı
Beni yerle bir eden kadının bir karış havada aklı.
Seni sen diye yazdımda hep
aşk diye okudum
Oksijenden yararlı buluyor ciğerlerim kokunu
Seni yazmaya başlayarak getirmiştim sonumu
Sana adımlarken sensizlik değiştirdi yolumu
Bunca zaman sensizliği benimseyerek yaşadım
Yaşıyor olmanı düşünmek ve şükretmekti başarım
Ne zaman bitecek bu zulüm sensizlikten aşağı
Gelemiyorum çünkü derde takılı kaldı ayağım.
Seni bulmaktan heyecanlı, sensizliğe sarılmak
Çünkü yaradan her kuluna böyle sınavı sunmaz
Bin bela ol gel istersen dertlerime sığma
Seni ararken katettiğim yol memleketime sığmaz!
Hayatta unutulacak şeylerde vardır. Birde hayatta unutamayacaklarınız…
Kaç yüz kitap yazılmalı sığması için sanatın?
Aşk adına yazılanlar ayrıntısız sanadır
Nede olsa sen yaşattın, saramayacaklar yaramı
Yaramı saramazlar çünkü yoksun diye kanadım.
Nasipse eğer zaten mutlu olur günümüz
Seni severek delirip birgün göreceğim elbet günümü
Günümü göreceğim gün son duam sen yaşattır ölümü
Daha gelemeyeceğin kaç hafta yarınlarda gömülü ?
Üzülmek çaremi dersin sensizliğin adına
Seni hafızama kilitleyen kaç yüz tane anı var
Tek dileğim Allah'tan bırakmasın yarına
Bu gece çıkıp gel çünkü çıldırtıyor anılar!
Aşk ateşten yağmur sende bir ekvator iklimi
Yokluğunla ıslanıyorum bu yüzdende bitkinim
Her zerrem senle yeşerdi, yaşatmıştın ilkimi
Beni yaşattığın toprakların hasret dolu birikimi.
Gül yüzünü çok nadir rüyalarımda görüyorum
Birinde elini tutuyordum ve heyecanımdan ölüyordum
Tüm buzlar bir gülümsemenle birden bire eriyordu
Sırf bu yüzden seni hala rüyalar kadar seviyorum
Dünde kaldı dünde, yokluğunda gülmem
Yokluğunun kokusu kül tablamda külde
Sen kumların sıcağı, ben bir garip çölde
Kavuşamayacaksak seninle onurum olsun ölmek!