Kısrağım bir çınarın gölgesinde durur
Bir parça rüzgar eser kokunu burnuma vurur.
Yoldaşım umutlarım, düşmanım gurur
Seni ararken hayal ettim, çünkü eden bulur.
Sen içimde savaşlara barış güvercinim
Dualarla zor ayakta tutuyorum direncimi.
Sanki her an arkamdan izliyorsun beni
Sanki arkama bakınca saklanıyorsun geri.
Kısrağımın hırsı, üstündeki yükten
Henüz katettiğim yol en fazla üç kent.
Seni aramak yıldızları saymaktan güçken
Ya Rab onu bulmam için ayaklarıma güç ver.
Aklıma yön vermen için geçmişe döndüm
Korkularım uyandı ay gecede söndü.
Yüzünü aklımdan çıkar, uykularımı böldün
Papatyalar yastığım demin şafak söktü.
Seni gördüğüm o an, ölüm çalşa kapımı
Sana bakmaktan alamam, ölümün tadını.
Duaların gücünü anladığımdan beri,
Hiç eksik etmiyorum dualarda adını.
Tarih gizlediğim bir sevdaya konuk
Gözlerin ilhamıma doğru giden yolum.
Artık gelmeli bu vuslatın sonu
Yaradandan öte sevdik, 'ol derse olur”
Senin yokluğun ölüm, varlığın yaşam
Sevmiyorsun bari beni üzmemeyi başar
Sensin özgür adımlarla
aşktan kaçan
Bir gülüşün dertlerimi tesbih gibi saçar.
Hem en zayıf yönümsün, aynı zamanda güçsün
Aşk lezzet veremez kalbimize düşsüz.
Zaman bizi yaşatıp verdi ölüm süsü
Seni ahirette sevecek bir ölümsüzüm.
Aşkın gözü çöldür, sorun susuzluğum
Sesin, bozdurur dilsize suskunluğu.
Dünya'da ki her metreye ayık basmışta olsam,
Sorun senin içinde ki konumsuzluğum.
Zerre kadar ödün verme iffetinden sakın
Çünkü senin iffetin, mücevherin takın.
Her adımda bin düşün, etrafına bin bakın
Güzelliğini görenlerde ne kalp kalır ne akıl.
Aklıma geliyorken tam acıma bastın
Bu nasıl bir vicdandır, nasıl acımamazlık?
İçime kapandığımdan sana açılamazdım
Sen anahtar olmasan, sanat açılamazdı.
Dervişten kılığımla çöllerden geçtim
Yüzüme vuran sıcaklık elin değil güneşti.
Ölüm denen gerçeğin yaşattığı o acı,
Sensiz geçirdiğim her geceye eştir.