Gelme, kadın; gelme!! Bana dokunma, yanıcak ellerin
Günahlarıyla harlanan bu ateşe sorma, ben neyim
Bıraktığın kadar yokum, hatırladığınca varlığım
Görmesen de gözlerini her kapadığında senleyim
Herkes şimdi düşman, her kesim bi' b
aşka yabancı
Toplum dışında kalmam belki sence saçmasapandır
Bunca yıldır yaptığım en doğru şeyse sanırım
Canını acıtacağımı bile bile bu
aşka başlamamaktı
Korkularımı sorgularsın; korkak değilim oysa ki
Bi' damla olsun incitmekten b
aşka korkum yok tabi!!
Çok basit bi' denklem; biz eksi ben eşittir hayat
O yüzden iyilik etmek istiyorsan Azrail'im ol da git
Sokakta uyuyan çocuğa sor; mutluluk kaç akçedir??
Mutluluk mayın döşenmiş sınırdan kaçak geçiş
Benden uzak duranın ödülü mutluluk, canım
Aşkından gözlerim kör amma seni de görmeyecek kadar değil..!
Düşler kur, düşecek nasıl olsa
Elbet hayat bitecek nasıl olsa
Bir ömür yanmak istemiyorsan..
..GELME...!!!
"Gel, seninle buz kesip de sonra ateşe yürüyelim
Güneş umutla doğsun ve hep çocuk kalsın, büyümesin"..
..Desem de sen aldırma bana, geçer bu mâsum hâlim
Bahar misâli tutsan bile bi' güz gelir ve çürür elim
Kovmuyorum, hayır; kaç ve benden kurtar kendini
Cehennem bile hiç görmemiştir böyle şeytan ben gibi
Rüyânı sömüren iblisim ve karamsar bi' ressam
Gözyaşlarım mürekkep, çizerim mutsuzluğun resmini
Titreyen mum ışığı bitmeyen geceyle meşk ederdi
Öyle çok severdim seni, "hiç sevmeseydin keşke" derdin
Gözümden okusan adını küçümserdin volkanları
Bilsen ki ecelim, ölmek için bi' sâniye bile beklemezdin
Yoksun ve yokluğunda yoksunluktan yoksulum
İyiyle kötünün Âraf'ında kaybolan en son kulum
Gelme, kadın; rûhum kıştır, kâlbim ayaz, üşürsün
Düşünme beni, gülümse hep, gül benim için de; olur mu..?!