Doğrularını çürütüyorsan dinlemezler
İnandıklarının yanıldığını görmek istemezler
Ne dersen reddederler, kanıt falan beklemezler
İşine gelmeyen bi' şey görünce susup söylemezler
En güvendiğinden yâdigâr sırtında bıçak yarası
Ondan sonra koymaz zâten b
aşkalarının bıçaklaması
Kemiğe dayanmıştır, dostum; doğrudur
Kahpeyle kahpe olma; acından ölsen de doğru dur
Doğrulursun yıkılsan da varsa dik bi' omurgan
Zaman geçer kadın gibi; hem ölümlü hem doğurgan
Ateşten urganlarla güneşi demirlersin
İskelenin sağrısında güneş batar sızlarken sol kaburgan
Bildiğini düşündüğün bi' şeyler varsa eleştir
Düşünceler ölümsüz, onlara kim pranga vurabilir??
Fikirlerini sun, isterse yer yerinden oynasın
Hazımsız gevşeklerse kendi aptallığına doymasın
Önyargılarının esîri olmuş durumda bak hepsi
Koşullanmış zihinlerde onulmaz bi' narkolepsi
Tutarlıysan ve saygı sınırlarını aşmıyorsan haklısın
Birbirleriyle aynılar, sen farklısın
Saklasın edebin küfrü derinlerde bi' yerde
Küfürsüz cümle kuramayan gereksizlerle dalaşma
Ağzında kenef taşlarıyla gezsin dursun veletler de
Sor bakalım; kendileri hiç görmüşler mi palaska??
Sev, ama güvenme
Gider günü gelince en sevdiğin de
Yaranamazsın
Olanlara dayanamazsın
Düşer yürektekiler gözünden
dönerse bir gün eğer sözünden
Biter o "sonsuz" dediklerin
Ayılırsın..
Şirâzeleri kayar boyası akan tüm suratların
Eriyedurur uçamadan balmumundan kanatların
Yeryüzünden yükseldikçe tüter yalandan bulutlar
Düşer gözünden yanaklarına pırlantadan tabutlar
Ahmak ve câhillerle muhatap olma, arada kalırsın
Ne kadar iyi niyetli olsan da peşin hükümlüler
Uğraşma, maskeleri düşünce tanırsın
Reziller dün sövdüklerine bugün "dostum" demekle yükümlüler
İki yüzlü madalyonlar, ikircikli tavırlar
Bir ayna tutsan karşısında erircesine zayıflar
Sen bu Dünya'ya onlara ayna olmak için geldin
İyi görünce kendileri, kötü görünce sen sanırlar
Suskun olma, tepene çıkarlar
Onlar bin anlatırlar, dinlersin; bir anlatırsın, bıkarlar
En zor zamanlarında omuz verirsin
Sonra kirli yüreklerini döktüğün göz yaşlarıyla yıkarlar..
(NAKARAT)