Gül yetiştirirdi annem bahçemizde,
Kırmızı renkli, Muhammed kokulu güller.
Gülü her koklayışımızda,
Salavat getirirdik gül peygambere.
Güller, mazot kokmadan önce.
****
Gül masalları anlatırdı geceleri annem bize.
Gül ile bülbülün
aşkını dinlerdik heyecanla.
Bülbülle ağlar, gülle çağlardık !
Ferhat'la dağı deler, Şirin ile yanardık !
Gül desenli, yastıklarda uyurduk,
Rüyalarımızı çalan televizyon olmadan önce.
****
Gönüllerimizde güller açardı bir zamanlar ;
Sabaha kadar güle göz kırpan,
Ayı ve yıldızları kıskanırdık.
Hilâle bakıp gonca gülümüzü düşünürdük.
Sabah ezanıyla uyandığımızda,
Güneşten önce biz öperdik gülümüzü,
Peygamber kokulu güller olmadan önce.
****
Gül yetiştirirdi annem bir zamanlar,
Kırmızı renkli, Muhammed yüzlü güller.
Ak sevdaydı, vuslattı gül, gönül bahçemizde,
Gül, kara sevdaların kurbanı olmadan önce.
****
Güllerimiz vardı bir zamanlar anne !
Peygamber yüzlü, tertemiz kokulu güller.
Gül kokulu, gül yüzlü, gül insanlar vardı,
Yaban gülleri, ayrık otları,
Gönül bahçemizi sarmadan önce.
****
Sevmiyorum o sahte gülleri anne !
Senin güllerin yetişmiyor şimdi bahçemizde,
Besmeleyle diktiğin, gözyaşınla suladığın,
Sabırla büyüttüğün güller nerde anne ?
Kutlu doğumlara mı kaldı o gülleri koklamak ?
Lâleler, menekşeler de garip kaldı anne.
****
Gül dudağın, gül yüzün neden gülmüyor, anne ?
Ne o, hüzün çiçekleri gibi sen de mi ağlıyorsun ?
Klorlu suyla suluyorlar gülün toprağını.
Rahmani gözyaşınla sula gülleri yine.
Ne olur Muhammed
aşkına, Allah
aşkına,
Yetiştir o güllerini, lâlelerini anne !
Artık Muhammed kokulu güller açmıyor.
Güllerimi ver bana anne, lâlelerimi !
Lâl oldu dilimiz, hazan oldu baharımız !
Petrol kokulu, yapma gülleri sevmiyorum.
Muhammed kokulu güllerimi ver anne !